Şubat 26, 2011

AVATAR OLDUM!!

Derin bir uykunun rehavetindeydi, üstünde tane tane, ilmek ilmek dokunmuş bembeyaz yorganı. Uykudaydı uykuda olmasına ama, sesleri duymasına dinlemesine engel değildi bu..Bir ninni huzurunu veriyordu hatta..Günün her saatini; ama özellikle de sabahın bu erken vaktini, seviyordu. Bir serçe sekerek yürüdü, sokaklardan arta kalmış ağaçların dibinde. Acıkmış, cılız sesine kulak verdi, “umarım bir iki kırıntı düşer kısmetine” diye düşündü. Aşağılarda, çook derinlerde, kayaların arasını mesken tutmuş suların çağıltısını işitti, “derelere, göllere kavuşmaya can atıyorlar” diye düşündü. Koynunda sarıp sarmalanmış binlerce tohumun aynı anda nefes alıp verdiğini duydu, geniş, kocamaan bir tebessüm yerleşti gönlüne..
Öbek öbek bulutların arasında küçük bir pencere buldu kendine..Süzüldü huzmelerinden bir kaçı, ulaştı yeryüzüne..Nasıl sevinçliydi bilseniz.“Hasret kaldık birbirimize” diye düşündü, çekeledi birkaç bulutu daha çok açılsınlar diye. Aşağılardan, çook aşağılardan ince, telaşlı, kızgın bir ses duydu.“n’apıyorsun, çekil ordan” dedi ses. Şaşırdı Güneş, sevinci kursağında kaldı. “şeyy…ben..yeryüzüne bakıyorum” dedi ürkerek. “sırası mı” dedi ses. “vakit gelmedi daha, zamansız eriyeceğim senin yüzünden”.. “şöyle bir görünüp gideceğim, merak etme” dedi Güneş, biraz çekingen. İlk müdahalesinin şiddetinden utandı kar, yumuşadı azıcık.“kusura bakma, telaş ettim, belki biraz yersiz. Ama erken erirsem, ne yapar toprak bensiz. Biliyorsun, su eklemek için suya, can katmak için tohuma kalmam gerek biraz daha. Toprağı sarıp sarmalamaya devam etmeliyim, usul usul erimeliyim sonra. Derinlere sızmalıyım yavaşça..Acele etmeden dokunmalıyım uykudaki tohuma..Sarsmadan, incitmeden uyandırmalıyım, yeşermesi için bahara..” “peki, görüşürüz dört-beş gün sonra” dedi Güneş, çekilirken bulutların ardına.. Havayı, suyu ısıtmıştı önce, heves etmişti kavuşmak için toprağa..Bulutları yerine yerleştirdi, beklemeye başladı üçüncü cemreyi biraz daha..
Anadolu’da bir ovada yol alıyordu rüzgar..Yapraklarını dökmüş ağaçların kuru, cılız dallarını sarstı biraz.. Kırdı dayanamayanları, sağlam dallara yer açtı serpilip, daha da büyüsünler diye..”mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır mı bilmem ama bahar gelecek yakında ve ben bu hoyratlığımı bırakıp bir kenara nazlı nazlı dolanacağım yeryüzü üstünde” diye düşündü. Sonra erken kalkmış bir pencereden girdi içeri, selamladı ev ahalisini. Ocağa bir odun daha attı Nine, hissedince rüzgarın nefesini. “Torun kalkar birazdan, çorbayı ısıtayım hele” diyerek kapadı taze hava dolsun diye açtığı pencereyi. Göründüğü gibi kaybolan güneşin bıraktığı boşluğu dolduran bulutlara takıldı gözü. “Yağmurlu, bereketli bir gün olacak” diye düşündü. Kış uykusuna yatmışların uyanmadan önceki kıpırdanışlarını da hissetti sanki..Baharın kokusunu duydu biraz da, güne gülümsedi..

"uyuyamayınca Avatar oldum gali.:))))"

U(YKSZ)

1 yorum:

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

:))
evet avatarcım güneşe söyle beklesin biraz, daha yeni yeni kış geldi buralara ;) UYRGZR-.-

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...