Beş
gün boyunca aylaklığın dibine düşüp, e,i,de,den hallerinin tadına vardıktan
sonra kürkçü dükkanına döndüm. Bülbülü altın kafese koymuşlar …diyeceğim ama
bana hangi taraf yer yurt bilemediğimden demiyeyim. Doyduğun yer, doymadığın yer, doğduğun ama
doğuramadığın yerler bölümüne hiç girmeyeyim. Neyse.. bizim kürkçü dükkanı
biraz havasız kalmış, pencereleri açıp, iki parça giysiye yıkanma emri verdikten
sonra, ertesi gün, hatta daha ertesi gün de işe gitmeyecek olmanın rehavetiyle ilginçtir
uyumuşum, kafamda iş zamanları yapamayıp, yapacaklarımın hayaliyle.. Ama herkes
bilir; evdeki hesap evde kalır, uyku uykuyu getirir ve atalet fevkalade güzel
bi şeydir. Yaşasın eylemsizlik momenti… Gün boyu evdeki ekmek bitmesin diye
parça pinçik atıştırıp, dondurucuda daha önce burun kıvırdığım ne varsa çıkarıp
pişirdim. Yetti mi.. yetmedi tabi. Kıt kaynakların iştahla zıt orantılı olduğunu
bir kez daha kanıtlama fırsatı bulduğum için zat-ı şahanemi takdirlere boğdum! Acıktıkça
pencereden baktım, pencereden baktıkça yağmur yağdı, yağmur yağdıkça evden adım
atmamaya bahanelerim arttı, bahanelerim arttıkça kendimden nefret ettim,
kendimden nefret ettikçe çay içtim, çay içtikçe keyiflendim, keyiflenince kendimi
sevdim. O kadar çok sevdim ki bedenimin şeklini almış koltuktan kalkmayı başarabildim.Toprakla
uğraşmak sinir, strese iyi gelir derler, belki atalete de iyi gelir zannıylan, Ankara’da hiç bi şey bulamayan pis bir
İstanbul’lu olarak taa oralardan getirdiğim çiçekleri saksılara yerleştirmeye
karar verdim. Ancak ekmekle dikmek arasında epey bi bocaladım. Yarısını ekerek,
yarısını dikerek kararsız ve de bir o kadar yararsız düşünme işini tatlıya
bağladım.
Valla
zor işti.. Toprakları öteye beriye saçmadan, yaprakları hırpalamadan, ellerin
topraklı olduğunu unutup gözü ellemeden, can suyu ne kadar verilir hesabını karıştırmadan
hallettim..sanırım..yani.. E bunca uğraştan sonra börtü böceğe bakıp bi çay
daha içmek şart olmuştu.
Börtü kısmı da böcek kısmı da vardı çünkü.. Çiçeklerin
yapraklarında bir dinozor getirmediğim kalmıştı, Nuh’ la arası bozulan her bi
tür konuşlanmıştı taç yapraklara, dallara, kök hücrelere.. Çaylı balkon sefası
iyi geldi, yağmur devam ediyor, içim bi hoş..İşe yaramak güzel şey anasını
satayım..he he .. çiçekler ekiliyooooor, güzelim haydı haydı..bahçaya
dikiliyo..aman nideyimmmm.....
U(YKSZ)
2 yorum:
bende ektim de bu kadar guzel olmadı..eline saglık..bi çaya gelinir o balkona :) UYRGZR-.-
Sadece çay ha..sen gelcen.. sadece çay:))) ha ha..güldür beni:)))
U(YKSZ)
Yorum Gönder