Mayıs 10, 2012

Atalet'in bu mu dünya..


Beş gün boyunca aylaklığın dibine düşüp, e,i,de,den hallerinin tadına vardıktan sonra kürkçü dükkanına döndüm. Bülbülü altın kafese koymuşlar …diyeceğim ama bana hangi taraf yer yurt bilemediğimden demiyeyim.  Doyduğun yer, doymadığın yer, doğduğun ama doğuramadığın yerler bölümüne hiç girmeyeyim. Neyse.. bizim kürkçü dükkanı biraz havasız kalmış, pencereleri açıp, iki parça giysiye yıkanma emri verdikten sonra, ertesi gün, hatta daha ertesi gün de işe gitmeyecek olmanın rehavetiyle ilginçtir uyumuşum, kafamda iş zamanları yapamayıp, yapacaklarımın hayaliyle.. Ama herkes bilir; evdeki hesap evde kalır, uyku uykuyu getirir ve atalet fevkalade güzel bi şeydir. Yaşasın eylemsizlik momenti… Gün boyu evdeki ekmek bitmesin diye parça pinçik atıştırıp, dondurucuda daha önce burun kıvırdığım ne varsa çıkarıp pişirdim. Yetti mi.. yetmedi tabi. Kıt kaynakların iştahla zıt orantılı olduğunu bir kez daha kanıtlama fırsatı bulduğum için zat-ı şahanemi takdirlere boğdum! Acıktıkça pencereden baktım, pencereden baktıkça yağmur yağdı, yağmur yağdıkça evden adım atmamaya bahanelerim arttı, bahanelerim arttıkça kendimden nefret ettim, kendimden nefret ettikçe çay içtim, çay içtikçe keyiflendim, keyiflenince kendimi sevdim. O kadar çok sevdim ki bedenimin şeklini almış koltuktan kalkmayı başarabildim.Toprakla uğraşmak sinir, strese iyi gelir derler, belki atalete de iyi gelir zannıylan,  Ankara’da hiç bi şey bulamayan pis bir İstanbul’lu olarak taa oralardan getirdiğim çiçekleri saksılara yerleştirmeye karar verdim. Ancak ekmekle dikmek arasında epey bi bocaladım. Yarısını ekerek, yarısını dikerek kararsız ve de bir o kadar yararsız düşünme işini tatlıya bağladım.

Valla zor işti.. Toprakları öteye beriye saçmadan, yaprakları hırpalamadan, ellerin topraklı olduğunu unutup gözü ellemeden, can suyu ne kadar verilir hesabını karıştırmadan hallettim..sanırım..yani.. E bunca uğraştan sonra börtü böceğe bakıp bi çay daha içmek şart olmuştu. 

Börtü kısmı da böcek kısmı da vardı çünkü.. Çiçeklerin yapraklarında bir dinozor getirmediğim kalmıştı, Nuh’ la arası bozulan her bi tür konuşlanmıştı taç yapraklara, dallara, kök hücrelere.. Çaylı balkon sefası iyi geldi, yağmur devam ediyor, içim bi hoş..İşe yaramak güzel şey anasını satayım..he he .. çiçekler ekiliyooooor, güzelim haydı haydı..bahçaya dikiliyo..aman nideyimmmm.....
U(YKSZ)

2 yorum:

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

bende ektim de bu kadar guzel olmadı..eline saglık..bi çaya gelinir o balkona :) UYRGZR-.-

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

Sadece çay ha..sen gelcen.. sadece çay:))) ha ha..güldür beni:)))
U(YKSZ)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...