Mart 20, 2013

şiir cinayeti tutanaklarından..


“yazmam daha aşk şiiri” diyordu Şair,
hak veriyordu O’da.
Serin, güneşli bi gün. Gölgede ürpertip, güneşte bunaltan cinsten bi hava. Sabahtan öğleye geçmemiş gün daha..Rüzgara sırtımızı vermiş, güneşli sandalyelere oturmuşuz,  ne işimiz varsa o saatte Emirgan’da.. Bi işimiz olmayışından galiba.. aklımıza esmiş olmalı..Deniz dalgalı. Kıyıda  bağlı balıkçı kayıkları bi mavi bi beyaz bi kırmızı bi siyah..bata çıka oynaşmakta..Martıların kimi açlıktan kimi göz doymamışlıktan denizin altını üstünü şaşırmış balık peşinde, hem de çığlık çığlığa..Araba az, insan az..hatta sadece ikimiz dünyada. Ne çok sevinçliyiz, ne çok mutsuz hatırladığım, aç da değiliz, simit yemiyoruz çünkü çay içiyoruz sadece. Bi de yakın oturmuşuz birbirimize karşılıklı değil biraz yan yana başlarımız hafif öne eğik değiyor birbirine arada..Rüzgardan herhalde..iyi duymak için söylediklerimizi.. öyle soluksuz konuşuyoruz..Bi dilenci vapuruna binip akşama kadar dolanmaktan Neriman Teyze’nin kızının evden kaçmasına, karpuz çekirdeklerinin artık kurutulmadığından küçük deniz kızı heykeline ne var ne yok anlatıyoruz..Bi serçe gelip masaya konuyor, beklentisiz..Uzaktan bi şilep geçiyor, yalnızlıktan büyümüş..Sahildeki tek oltanın ucu gümüş pırıltılar saçıyor..Yeşil-beyaz kareli masa örtüsü havalanıp üstümüze kapanıyor..çay bardakları avuçlarımızın içinde ısınıyor..Örtüyü düzeltip, denize ordan karşı kıyıya ordan iyice uzaklara bakıyor..Bana değil, sanki kendine söylüyor. “Şair haklı” diyor,” ne diye uğraşayım ki kelimelerle, benim işim seninle”
U(YKSZ)



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...