14 Ekim gecesiymiş Abidin..Sandım ki sabah olacak...ağaçların arasından belli belirsiz sızacak gün ışığı ve ben Uykusuz olduğuma hiç dert yanmayarak bir sigara daha tellendireceğim alacalığın ortasında..
sabah olmadı Abidin.. uzun kelimesinin havsalasının almayacağı kadar sürmüş gece..fark etmemişim..fark etmemek iyi midir bilmiyorum.
216.000 dakikayı bir geceye sığdırmak izafiyete hendek atlatmaktır ve bir çoklarında zafiyete yol açar. bende de açtı. Zaafım bir şat keglevich tadındaydı..sonra ..malum şişe bitti..fark etmeyince inanıyorsun.
cahilliğin Annapurna'nın yüksekliğini bilmemekle ilgisi yok. inanmakla ilgisi var. inanınca ölçmüyorsun. şimdi ben sana desem 26.538 feet.. n'aparsın. inanırsın. tutup himalayaları adımlamazsın. adımlayacaksın. desem ki sinek kuşu saniyede 76 kez kanat çırpabilir. Kanada'dan del Fuego'ya kadar bir yolculuğa çıkıp ölçüm yapacaksın. üşenmeyeceksin Abidin. Mesela ben aksiliğimi sevecek birine denk gelsem hiç üşenmem, 40.075 km'yi bir solukta koşarım. Ben o kilometreleri katederken o başka birine aksiliğine hayran olduğuna dair şiirler yazarsa bahtsızlığın sadece bedeviye ait olmadığını kanıtlarız azizim.
gece yine..
o zaman da sabah olmamış.. yapraklar sararmamış, yağmurlar başlamamıştı Abidin.. aradan bir kış geçmiş..fark etmemişim. fark etmemek iyi midir bilmiyorum. şimdi dışarda bi çıt çıt çıt..sesi.. kozalaklar çatlıyordur diyorum. Mihalaki kuşu olmadığı kesin. O "hişt hişt" der çünkü. Sait Faik'e vurgundur, onu şaşırtır. Osteogenesis imperfekta kalbimi tutmuş oysa, ben kozalaklar beni şaşırtıyor sanıyorum. Fark ettim Abidin.. etmemiş gibi yapıyorum. Kozalaklardır diyorum. Şimdilik iyi geliyor.. yoksa önce itfaiye meydanını yakarak başlamam lazım. Neron garip bir şahsiyet, unutturmak istemiyorum.
dönüp duruyor kafamın içinde melodi..o geceden beri yankılanıyor.. sanki biraz neşeli gibi.. ama beni ağlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder