Eylül 19, 2011

ayinesi iştir kişinin....

Uyurgezerin yürüyen sandalyeler efsanesini okuyan bilir okumayanın bilesi bi durumu olması da gerekmez.. “Bizimkinin korku dağları bekler günlerinden birinde sandalyeciklerime yüklediği hezeyanları” deyip sandalyeleri hatırlatma bölümünün girişini tamamlayalım. Efendim, bu sandalyeler tam bir yıl önce tarafımdan yakılmaktan kurtarılmış, Uyurgezer marifetiyle de taaa Çanakkale yörelerinden; uzun bekleyiş sonrası, getirilip evime konuk olmuştu.. O süre zarfında odacığın birinin bir köşesinde ahşap ve minder yenileyen birilerini bulmamı takdire şayan bir sabırla beklediler.. Her odaya girişimde –akşamsa ışığı yakmamdan önce-onların gözlerinin parlayan ışığı aydınlatıyordu odayı.. Ama nafile. Bu günlere gelene dek umutları hep boşa çıkmıştı; ancak Uyurgezerin iddia ettiği gibi, bir gün olsun nankörlük edip, yürüyüş, illegal bir davranış şekli, ahlaka mugayir bir tutum görmedim kendilerinden.. Konuyu boş vermiş sayılmazdım lakin işin ehli birini evin civarlarında bulamadığım gibi, işin ehillerinin olduğu bölgeye de evi taşıyamadım. İkinci seçeneği daha olasılıklı bulsam da başka işlerin gölgesinde kaldı maalesef.



Geçenlerde yine odaya girmiş sandalyelerle göz göze gelmişken, atalarımızın “ayıya ensen niye kalın” la başlayan darb-ı mesellerinin devamı aklıma nereden geldiyse geldi.. Mütebbir istisna insanlardan olduğumdan evde her türlü –kablo artıklarından havyaya kadar - malzemenin bulunduğu “bir gün işe yarar çantası”nı açtım. Yanılmamıştım, “bir gün işe yarar zımpara kağıtlarım ve bir gün işe yarar zımpara el makinem” öylece bir gün işe yaramayı bekliyorlardı. Geriye renkli vernik almak kalıyordu, aldım. Ahşap yenileme işine kendimi adayışım böyle başladı.. Ahşapla uğraşmanın ev içinde olmaması gerektiğini öğrendiğimde iş işten geçmiş, evdeki bilumum eşya, saçım, göz kapaklarım, burun deliklerim, üstüm başım ahşap tozuna çoktan bulanmıştı. Önemsememe hakkımı kullanmayı uygun buldum, şemsiye ile bir organımız arasındaki ilişkiyi mütebessim bir halde hatırladım. Kapı zilinin çalmasıyla hatırladığım diğer bir şeyse; ben böyle etten kemikten değil de tozdan yapılmış bir yaratığa dönüşmüşken, damacana su istediğim oldu. Duşa girip, üstümü değiştireyim diye düşündüm ama sucunun bekleme kapasitesi konusunda mütereddit oldum. Kapıyı açtığımda sucunun yüz şeklinden kendimi Picasso tablosu sandım. Abarttı tabi ama yüzüne vurmadım. “abla bu su yetecek mi” diye densizlik yapmasına müsaade etmeden kapadım kapıyı.. bi keresinde de su istedikten sonra nar ayıklamaya girişmiştim.. o da pek zahmetli iştir. Yüzüne, gözüne, kollarına küçük kırmızı benekler yapar, parmakların tırnak diplerine kadar kıpkırmızı kesilir. Tavşan boğazlamıştan beter görüntün olur. Sucu beni o vaziyette görmüş, parayı cüzdandan çıkarmaya çalışırken “abla zahmet etme sonra da alırız”cinsinden şeyler söylemişti. Sonrasında her su isteyişimde getiren çocuk su bidonunu neredeyse asansörden çıkınca kapının önüne yuvarlarcasına atıp kaçtı, ben işinin acele olduğuna verdim bu davranışını .. Neyse.


Toza toprağa rağmen sandalyelere hayat vermenin birinci bölümünü bitirdim. Şu an itibarıyla diğerini de boyamış olmanın rehavetiyle çay içmekteyim. Sırada minderleri var.. O işten de alnımın akı, bileğimin kuvvetiylen çıkacağına inancım tam. Biraz kırpık sünger, biraz raptiye ile haftasonu buluşması ayarlamayı düşünüyorum.. Çok güzel olacak eminim.


Soru: Resimdeki sandalyeler arasındaki farkı bulunuz.




Cevap: Biri zımparalanıp boyanmış, diğeri boyanmayı beklemekte..






Anafikirler: 1- Sucular gördüklerini algılamakta pek başarılı insanlar değiller


                2-Yetenekliyim, bi taneyim, mükemmelim.
U(YKSZ)

3 yorum:

Godsyndrome dedi ki...

Yeteneklisin müdür,
ben de hep marangoz olayım her üründen bir adet yapıp internette satayım istemiştim ama devlet işi daha garanti diye babam müsaade etmedi.Bi tükkan açsak mı acep?

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

waay sandalyeler süper görünüyooo :DD bende niye o kadar huysuzlandıkları anlaşıldı, biliyolarmış senin onları böyle cici yapcağını...
"şemsiye ile bir organımız arasındaki ilişki" lafından sonra yerlerde dolaştım uzun bir süre.. hala ayakta duramıyorum gülmekten tabi.. akşamdan kalma olmamın bi etkisi varmı bilemem.. :DD
UYRGZR-.-

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

Godsy: Hemen yapalım, beklemeyelim Godsy.. Hayat geçip gidiyor, malzeme var, hayalin neresinden başlasak kar tabiii..

UYRGZR: akşamdan kalma ha... öyledir, öyledir..gel artık be..
U(YKSZ)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...