Mart 30, 2012

umduklarım bulduklarım budapeşte şudapeşte odapeşte..neyse o..

Bavul hazırlamak ne kadar güzel birşeyse, yolculuk dönüşü bavul boşaltmak ta bir o kadar berbat bir şey.. o yüzden de Pazar gününden beri odanın orta yerinde durup duran bavulumu bu akşam eve gidince boşaltıp kaldıracağım..


Şimdi biraz yolculuktan, yani bavulu toplayıp gittiğim yerden bahsedeyim..  20 Mart sabahı bavulu alıp yollara düşüp THY ile Atatürk Havaalanı’ndan Budapeşte’nin Ferihegy havaalanına indiğimde saat 12.05 ti.. yarım saat içinde pasaporttan geçip bavulumu alıp çıktım ama ortalıkta beni almaya gelmesi gereken Tapi (bu onun benim tarafımdan takılmış takma adı) ortalıklarda gözükmüyordu.. biraz dolandım bakındım ama gelen giden yok.. acaba bişey oldu da gelemedi arkadaslarından birini mi yolladı diye öğrenci kılıklı olabilecek tipler arıyorum gene yok.. çünkü bu bizim tapi ülkemiz sınırları içinde bir üniversite kazanmak için en ufak bir çaba göstermeyince ailesi yurtdışında okutalım bari bir diploması olur mantığıyla bunu macaristandaki bir üniversiteye gönderdiler ve 2 senedir de orada okuyor..(diye biliyoruz).. okuduğu okul Budapeşteye 1 saat kadar uzaklıktaki dunajvaros diye bir yerde.. dolayısıyla evi de oradan tutmuslar ve bende orada bulunduğum süre içerisinde onda kalacağım.. planlanan böyle..(idi).. ama hala bekliyorum karşılamaya gelen yok.. neyse ben telefonu açayım belki çalışır olmazsa da buradan bi telefondan ararım diyerek telefonumu açtım.. Allahtan çalıştı.. aradım.. yoldayım geliyorum geç kaldım şarkısı söylemeye başlayınca tamam diyip beklemeye devam ettim.. bu arada da bir yandan şeytan atla surdan bi otobuse git şehir merkezine bul bir otel kal diyordu.. pardon bunu söyleyen melekti.. şeytan olamaz.. çünkü kalıp tapiyi beklemek ve onun kaldığı yere gitmek gibi bir seçeneği ancak şeytan yaptırırdı insana…

Sonunda tapi geldi.. önce otobüse, sonra metroya, sonra da yine bir otobüse binip doğruca dunajvarosa gittik.. orta büyüklükte, sakin sessiz düzenli sevimli bir yer.. binalar eski ve doğu bloku ülkelerinin etkileri hissediliyor güçlü bir şekilde.. tunanın kenarında bir ana caddenin etrafında gelişmiş içinde üniversitesi de bulunan sakin küçük bir şehir.. ben tabii ki önce eve gidip bavulu bırakalım sonra da çevreyi biraz gezeriz dedim.. eve(!) gittik.. eski bir apartmanın 3. Katı.. kapıdan içeri girinceye kadar absürd bi durum yok.. kapıdan girdim.. dondum kaldım.. konuşamıyorum.. içeride tarif edemiyeceğim bir koku.. dışarıda güneş olduğu halde içerisi karanlık.. adım attığımda ayağım bir şeylere takılıyor.. mutfak dedikleri çöplüğün yağmalanmış hali ve baktığım anda bir çığlık atasım geldi.. hatta bunee diye bagırdığımı da hatırlıyorum.. salon karanlık izbe dağınık çöp içinde.. 2. Dünya savaşında yağmalanmış, içerdekilere de tecavüz edilmiş sonrada terk edilerek öylece bırakılmış gibi.. nereye kafamı çevirsem aynı manzara.. benim gibi obsesif birinin kapılacağı dehşeti düşünebilen varsa anlar herhalde.. ama ben o kadar salağım ki .. o anda kıyameti kopartmam gerekirken ne mecburiyetim varsa hala kırmamaya calışarak konusup neden bu şekilde evi pislettiklerini kibar bir şekilde soruyorum.. olay anında aklım başıma gelmeyipte sonradan bunları düşünüp kendime kızmam ne ilk ne de son olacak.. şu ilk anda tepki verme durumunu herhalde hiç öğrenemeyecem.. neyse.. tapinin odasına biseyleri itekleyip yer açarak bavulumu koydum ve derhal dışarı çıkmak istedim doğal olarak.. bu tabii ki anlık bir çözümdü ve akşam dönüp dolaşıp o eve gelineceğini düşünmek dahi tüylerimi diken diken ediyordu .. ama kendime gelmem lazımdı ve aynen dışarı attım kendimi.. bu arada benim geleceğim en az iki ay öncesinden belliydi aniden de gelmedim neden evi toparlamadın diye kızıyorum ve karşılığında uyduruk , ne tarafından tutsan elinde kalacak bahaneler dinliyorum.. aslında yapmam gereken hemen ve de derhal geri dönüp budapeşteye gidip bir otele yerleşmekti ama yapmadım.. neden mi.. dediğim gibi salağım işte ondan.. ulan param var.. dil bilmez yol bilmez değilim.. başımın çaresine her türlü bakabilecekken sırf akılsızlık ve düşüncesizliğin dibine vurmuş birinin kalbi kırılmasın diye uğraşıyorum halen.. bu aptallık değilse nedir.. bilen varsa söylesin.. neyse dışarıda biraz dolaşıp bir yerlerde bir şeyler yiyip vakit geçirdikten sonra yine artık ev diyemeyeceğim adına in diyeceğim yere döndük.. tabi dayanamadığımdan tapinin odasını yatagını felan toplayıp bura benim ne yaparsanız yapın dedim.. ben odayı toparlarken bunun ev arkadası en arkadaki izbe odadan çıkıp geldi.. sabahtan beri içerde uyuyormuş meğerse..uyumak değilde zıbarmak gibi bişey herhalde bunların yaptıkları.. o değilde hepimiz öğrenci olduk, öğrenci evinde kaldık.. dağınık pis evler günlerce yıkanmamış bulaşıkların biriktiği öğrenci evleri gördük.. ama bu inanınki başka bişeydi.. bu arada ertesi gün tapinin doğum günü.. orda ne kadar arkadasları varsa eve gelecekler.. söylediklerine göre en az 30 kişi olur diyolar ama hala evi bok götürmekte..umurlarında da değil.. neyse ben toparlayıp biraz bişeye benzettiğim odayı zaptederek orada kaldım o gece yarı uyudum yarı uyanıktım.. sabah oldu ve bunlar derse gideceklerdi.. sabah bi sesler duydum ve bunlar derse gitti diyip kalktım.. önce bütün kepenkleri açtım içeri güneş ışığı girdi mağara gibi görüntü kayboldu.. aslında güzel bir ev ama tabii ki bu haliyle değildi.. en arkada bulunan tapinin ev arkadasının odasının kapısını kapattım.. oraya hiç girmeye niyetim yoktu.. ama onlar akşama kadar okulda olacağına göre bir şeyler yapmalıydım .. oda bu çöp evi toplamak olacaktı.. budapeştedeki ilk günüm muhteşem oldu anlayacağınız..neyse bulduğum her şeyi çöp torbalarına doldurup eşyalarıda düzeltince ortalık biraz açıldı.. ama süpürgeyi bir türlü bulamıyordum.. tapinin bilgisayarını açıp ordan mail atıp sorayım dedim ama bilgisayarda şifre isteyince telefonla aradım.. telefon sesi içerden geliyodu..en dipteki odadan.. sonra uykulu bir sesle açtı.. bende tapi nerdesin sen dedim.. kapattım telefonu ve arkadaki odayı açıp baktım.. beyefendi sabah okula gitmediği gibi halen orada uyumaya devam ediyo.. üstelik söylediklerine göre nasıl bir okulsa hafta bir gün ders var.. oda o gün.. ve okula gitmeyip yatmaya devam etmekte.. akşamda bi sürü arkadasları gelecek ben orda ortalığı toplayayım diye kafayı yerken bu yatıyo.. söylenmeye başladım kalktı.. artık ne gelirse sayıyodum.. süpürgeyi bulduk ve bunun eline tutusturdum en azından süpürdü filan ve ben bu arada bir insanoğlunun akıldan ne kadar yoksun olabileceğinin örneğini görüyordum.. hayatı bir yalandı..bomboş.. ot gibi yaşıyo desem ot bile fotosentez yapıp dünyaya bi fayda sağlıyordu.. bunda o da yok..

Akşam 8 olduğunda evi idare edecek kadar temizlemiştik ve artık dısarı çıkıp bi şeyler yemezsem ölebilirdim.. bir pizzacı bulup bu işide hallettikten sonra eve döndüğümüzde saat 10 u geçmişti ve doğum günü için arkadaşları gelmeye başladılar.. çoğu türk öğrencilerdi .. hal ve tavırlarından anladığım kadarıyla da hepsi tapi ile aynı boş ve berbat hayatı yaşıyorlardı orada.. tek konuştukları konu ot, onun kafası böyle şunun kafası şöyle.. ne konuşuyorlar diye merakla gözlemliyordum.. en azından kızlardan filan bile konuşsalar razıydım.. hep birlikte mutfağa girip orda bişeyler içip salona geldiklerinde hepsi anlamsız anlamsız gülüp duruyordu.. hiç birinin doğru dürüst bir kız arkadaşı bile yoktu.. hepsi orada ailelerinin gönderdiği parayı ota yatırıp içip kafa bulup bomboş ve pislik içinde rezil bir hayat yaşıyolardı.. saat sabaha karsı 4 olduğunda doğum günü pastası yenmiş, ne kadar gereksiz boş muhabbet varsa yapılmış, sigara sigara üstüne içilmiş evin yine içine edilmişti.. ve gelenler birer ikişer gitmişlerdi…

onları o şekilde görünce birden kendi hayatımın aslında ne kadar da anlamlı, dolu dolu ve de güzel olduğunu gördüm..

herhalde orada bulunma sebebim bunu anlamak içindi..

Her kes gittikten sonra tapiye sabah uyanır uyanmaz beni bir otobuse bindirip budapeşteye gönderiyorsun orada otelde kalacağım dedim..

(to be continued) UYRGZR-.-

3 yorum:

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

susuyorum bi şeycik demiyorum!!! otobüse binip Budapeşte'de geçirdiğin günlerin yazısını bekliyom..Nush ile uslanmayanı.....:)))
(UYKSZ)

Godsyndrome dedi ki...

1-Kendin yazmışsın üstelik türkiyede gurbaa olamamış macaristan da prens mi olacaktı yani.
2-Sen buraya gelme bu godsy nerelerde yaşar nasıl yaşar ne yaşar ne yaşamaz diye sorma ama taaa macaristana git. Şüphesiz ki arayanların çoğunun mevlasını bulmadığı ortadadır.
3-Benim uykusuzum tüm bilgeliyle tüm öngörüsüyle tüm sağduyusuyla tüm kalbiyle gitme desin üstüne bizzat ben kendim tüm coğrafik bilgilerimle tüm altıncı hissimle gitme diyeyim.Sen buna rağmen gidecem diye tuttur,ne olacağıdı hııı ne olacağıdı.
4-Şimdilik ben de susuyorum ikinci yazıyı bekliyorum.
5-Uykusuzun yazısında noktayla anlatılmış yerlerde kötekten bahsediyor bu da sana değil bana bir mesaj.Sen Ankaraya gelince seni kötekle dövecez haberin olsun.

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

insan bi numaradan da olsa tuh ya uzulduk felan der ya..saolun yaa.. kötekle mii... o nasıl bir şeyy :DD UYRGZR-.-

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...