Şubat 28, 2013

durup dururken..


Uyurgezer hatunun buralara uğrayacağı yok anlaşılan. Bi dolu bahane uydurdu geçen gün. Hak verirmiş gibi yaptım. Bahane öyle bi şey.. istediğin kadar yol göster sığınacak bir başka dal, bir başka sürgün buluveriyor insan..dilinde tüy bitmekle kalakalıyorsun..ha deyince de yazılmıyor tabi. Belki hu deyince yazılır düşüncesiyle hu çektim..aslında pek işe yaramıyor..saçmalayıp duruyor insan.. misalde okunduğu üzere..yine de bi gayret bi gayret…aynı gayretle iş arası sokaklara attım kendimi..biraz hava almak, insan yüzü görmek maksadıyla..hava bazılarının deyimiyle nane molla..ben seviyorum yağdım yağacağım, estim gürleyeceğim, küstüm dönmeyeceğim gibisinden havaları..hele saçı başı dağıtan rüzgarlara gark olup, yağmurdan tere bulanmış keçe misali kokmaya başladığında kaçacak delik ararken yedi sülaleyi kapsayacak şekilde söylenme bölümü en çok hoşuma gideni.. arabaların su birikintilerinden sıçrattıklarıyla üstünü başını dalmaçyalı kıvamına getirmesi tuzu biberi.. bi de yerinden oynamış bi kaldırım taşına rastlarsan..yeme de yanında yat..böyle atraksiyon hayalleriyle gezip durdum biraz..rüzgardan yana nasibimi almış dönüyor iken, kimbilir hangi çiçekçinin tezgahındaki dallardan kopup rüzgara kapılmış bir nergis çiçeği saçımın arasına takıldı. “Ulan” dedim bu bi işaret. Çiçekçilerin ilk sırasında, nergisleri, sümbülleri önüne almış, buket yapmaya uğraşan yaşlı amcayı gözüme kestirdim. Koştura koştura gittim. Çiçekli bi bitki alıp evdeki saksılara-tabi saksılarda bi şeyler ekili de bi türlü büyümüyorlar- göstereyim dedim..bakın çiçek böyle bi şey..kıskanırlar belki gaza gelirler diye düşündüm. Bi yandan rüzgarla boğuşup bi yandan demet yapmaya uğraşan amca, zayıf, kısa boylu,gözlerini kısmış,dünyadan kopmuş.. “bir demet nergis verir misin amca” diyesim tuttu.. öyle amca,nine, teyzeoğlu, dayı kızı kıvamında gezmem yollarda..haşır neşir olmaktan kaçarım..kalabalıklarda ya yere ya havaya dikerim gözümü..sakin olsun isterim cadde, sokak, otobüs..neyse.. amca kafayı kaldırdı, kırış buruş olmuş yüzünde küçücük yeşil gözleri bana baktı.. “sen bana amca dedin ya, heç para mara verme al bu demeti” dedi, gülümsedi. Bi afallama saniyeleri geçirdim. Gücendi mi “yaşlı”vurgusundan aceba diye de düşünmekteyim..Ama öyle değil. “olur mu..kem küm” diye gevelenirken amca coştu, demeti ikiledi.. “Hatta al, iki tane olsun” dedi. Yav durup dururken ağlayacağım. Nasıl insanlarla muhatap oldun da be canımın içi.. bir demet çiçek satacağım diye bütün gün debelenip durur iken bi “amca” sözüne için eriyip gidiyor.. Al takke ver külah bir çiçeğin yarı parasına iki çiçeğe razı olduk ikimiz de.. “hediye mi olcak” dedi.. “yok” dedim, “eve alıyorum”.. kalktı, titreyen elleriyle demetlerin saplarını parlak kağıda sardı, tezgahın üstünde daha önce yaptığı karanfil demetlerinden kopmuş, tomurcuklu bi karanfili de alıp bana uzattı.. öpeceğim yanacıklarından.. tezgahı tutar toptan bana verir diye endişe ettim valla.. yapmadım. Hayırlı işler, iyi günler, Allah razı olsunlar, güzel dilekler eşliğinde uzaklaştım. Yüzümde bi gülümseme, içimde bi ferahlık şimdi.. kim bilir ne zaman gider?

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...