Mayıs 08, 2012

Göze göz...


Uyurgezer’in ufak bir göz operasyonu geçirecek olması İstanbul sınırlarına dahil olmama sebep oldu bu hafta. Üç-hadi dört diyelim düz hesap olsun- gündür buralardayım. Operasyon ufak da olsa operasyondur deyip ilk iki günü telaş, kaygı gibi bilumum stres içeren duygularla geçirdik. Yanlış göze yapılacak olası bir müdahale telaşlandırdı önce bizi. Öyle ya, doktor hangi göz olduğunu unutabilir, şaşırabilirdi, narkozu yemiş olan Uyurgezer’in de müdahale imkanları sınırlıydı elbette . Allahtan bunu düşünen sadece biz değildik, uyanık, cevval hemşire- demek ki o da doktoru biraz sallapati buluyordu- gelip Uyurgezer’in sol gözü- gözlü de görsün gözsüz de misali- kocaman bir çarpıyla işaretledi de o dertten kurtulduk. Gerçi ben işaretin sabit boya ile yapılmasından yanaydım ama, neyse.. Fikrimize göre operasyon sonrası-ayılıp, bayılma durumları geçince- güle oynaya hastaneden çıkacak, alemlere akacaktık. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, Uyurgezer gözündeki bandı çıkarmama rağmen gözünü açmadı. Tedavi sürecine eşlik eden damlaları gözüne destek kirişleri koyarak damlatabildim ilk gün. Narkozun etkisi geçmek de bilmedi- ya da beni kandırdı- gün ve gece boyu uyudu durdu. Allahtan gezme işini bıraktı o esnada, adıyla müsemma olmaktan vazgeçti. Ertesi gün kontrol için doktordaydık. Bizimki gözünü açmadığından-açmaya cesaret ettiği nadir anlarda da çift gördüğünden- endişeli idik. Benim endişem “ gözün odaklanmasında nasıl bir problem olabilir” çerçevesinde gezinir iken, Uyurgezer’in endişesi “kendisine biri kur yapmaya kalksa hangisine bakacağını şaşıracağından” ibaretti. Şeytan vur gözüne gözüne dedi ama kardeş sonuçta kulakları kapattım şeytana. Uyurgezer şikayetlerini dile getirdi, doktor de “olur bunlar, gözünü dediğim zaman açsaydın şimdiye normal görmeye başlardın “ demeye getirdi. Bu meslek erbabının zeytinyağı tutumuna da hayranım. Belki sen yapamadın, insansın demi. Belki elin titredi, belki hapşırdın anasını satayım, kaydırdın bıçağı.. Bi dürüst ol demi. Geldik mesela karşına “valla doktor” dedik, “iyi hoş da sanki bi çift görme var, bi bulanıklık felan”.. “vahh yapamadık ha” de, dön hemşirene “yaz kızım bi zaiyat daha var ” de.. Yan duvarda iki numaratör olsun birinin üstünde “başarılı” yazsın birininkinde “zaiyat” yazsın, bu cümleler edilirken “zaiyat” numaratörü dönüp bir üst numaraya dönsün.. Ha kendini kurtarmak mı istiyon, devam et..” Ah, siz yine iyisiniz inanın” diye sürdür konuşmayı..”geçen gelen hastanın göz kaslarını ne ettiysek artık, biraz uzun tutmuşuz.. kendisi şimdi denizaltıda periskop olarak iş buldu” diye bize moral aşıla..Yok neymiş, biz bandajı zamanında açmamışız. Hiç de değil efendim gayet de zamanında açtık, damlaları saniyesiylen hesaplayıp verdik.. Neyse.. Uyurgezer bu gün odak işini halletti biraz.. Dün çift görüyordu, bugün bir buçuk,  yarın teke inecek diye bi umut var içimizde. Bi de sürekli siyah gözlükle dolaşıyo, Ayna’nın solisti gibi yanımda anacım.. Düzelcek inşallah.. Kapalıçarşılarda, Mısırçarşılarında, Beyazıtta, Sahaflarda dolandık  bugün düzelmesine katkıda bulunur diye.. Günün sonunda Kumkapıda da iki kadeh attık.. Artık bu da iyi gelmezse..Bilemicem galiJ))
U(YKSZ)

1 yorum:

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

bi hafta oldu sayılır..halen düzelmedi görüntü..bugun kontrole gittim..doktor eseriyle övündü ama ben hala göremiyorum..nasıl iş anlamadım.... hayko cepkin olayını iyiden iyiye düşünmeye başladım..onla iyi anlaşırız gibi geliyo :D UYRGZR-.-

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...