Ağustos 26, 2013

armut pişmiş ya lan!

Tembellik zor sanat Azizim. Zenaat demedim, dikkat buyurunuz. Bi kere çok uzaktaki bi noktaya çok yakından bakabilme becerin olacak. Öyle yanına gidip bakmaktan bahsetmiyorum, oturduğun yerden; hatta biraz yatmakla oturmak arası bi yerden zira tembellik tam yatmakla oturmak arası bir şeydir,  gözünü olabildiğince uzaktaki bi yaprağa, bi böceğe, bi çatıdaki ne idüğü belirsiz demir çıkıntısına-artık paşa gözünüz neye takılırsa-dikip, süre sınırlaması olmadan, akıl alemini de müsbet-menfi hiçbir başka şeyle oyalamadan, bacağa konmuş sineği bile kovalamadan durmak az buz iş değildir, kabul ediniz. Bu esnada sohbet adı verilen, bir insan evladıyla yapılacak en güzel ikinci şeyi-birincisini sormayınız rica ederim-yapmamak makbuldür. Çünkü sessizlik tembelliğin en muteber tamamlayıcılarından biridir. Yine de boşa kürek sallar cinsinden, incir çekirdeğinin hacmine ulaşmayacak kabilinden lafların bir zararı dokunmaz. Hatta kıvamı  halihamur etmeye faidesi bile olur kimi zaman. İşte böyle bir Ağustos zamanıydı az önce. Uyurgezer hatun balkona konuşlandırılmış, sedir süsü verilmeye çalışılmış divanın bir ucunda, ben sandalyeye yatılabilecek pozisyon her ne ise onu tutturmaya gönüllü, ayaklarım balkon çıkıntısında öööyyllee duruyor idik. Birimizin gözü kural gereğince uzakta asılı duran balkabağında, birimizinki şeftali yaprağındaki tırtılda idi. Sessizliği oturduğum sandalyenin orantısız bacakları sebebiyle ağırlığımı değiştirerek sallanabildiğim anlardaki tak tuk sesi bozuyordu arada bir. Böyle orantısızlıklar iyidir. Sallanırsın ki; sallanmak tembelliğin gözle görülür ifadelerinden biridir. İncir çekirdeği boş kalmasın diye tanıdık ahalinin etrafında gezinen “o ne iş yapıyor, bu ne iş yapıyor” cinsi laflamaya başladık. Ama çabuk bitti, etraf çok geniş değilmiş anlaşılan. Durup dururken “ne acaib işler var” dedi birimiz. Hangimizin dediği bu yazının konusu değil olsaydı yazardım. Sonra bi sessizlik oldu, sanırım ikimiz de acaib iş düşünmeye başladık ki; tembellik dakikalarının sona ermesi an meselesiydi, Allahtan çabuk toparlayıp o mayhoş tadı koruyabildik. Tembelliğin tadı mayhoştur bu arada. Mayhoş demek de çok güzeldir, deneyin bir, dudaklar M harfi gereği önce birleşir, O harfi gereği komikleşir, hele sondaki Ş..mükemmelliğin daniskası. Neyse.. Önce kağıt toplama sanatı ilgimizi çekti. O ne güzel işti birader. Balkabağı ve tırtıl olmasa başımıza birer kasket, kalınca bir tahtaya tekerlekler, üstüne koca bir çuval kondurup kağıt toplamaya çıkabilirdik. Bir de tahtaya kaç tekerlek takmamız gerektiğinde karar verebilseydik. Uyurgezer iki, ben dörtte ısrar ettik. O çekmeye ben itmeye gönüllü idim. Ordan işi büyüttük pet şişe toplayıcılarının muhasebesini yapıyorduk ki, hurda işi aklımızı çeldi. Büyük bir arazi alıp, etrafta ne kadar rögar kapağı, inşaat demiri, bahçe telli var ise iç etmeye yeltendik. Üstelik bunlar hiç de acaib işler değildi, yolda yürüyen on kişiden ikisi bu işi yapıyor, onu da daha önce duymuş olduğunu beyan ediyordu. İş yengeç avcılığına geliyor iken vazgeçtik.  Bunu daha önceki bir tembelliğimizde konuşmuş idik, temcit pilavı pişirmek gereksizdi. Hızlı konu değişimi de tembelliğe ket vuran belirtilerdendir, dikkat etmek gerekir. Mümkün olduğunca tek konu üstünde durmalı mirim. Benim bu alandaki favorilerimden biri, Polatlı yakınlarındaki köylerden birine ait, daha çok küçükbaş hayvanların ziyaret ettiği birbirine tek bir kanalet ile bağlı üç yalak üstüne bir arkadaşımla bir saat kırkbeş dakika yaptığım sohbettir ki tadı halâ dimağımdadır. Ama ok yaydan çıkmış konulardan konu beğenir olmuştuk. Keman çalmanın çok seksi olduğunu söyleyen Uyurgezer’e şiddetle karşı çıkıp çello çalmaktan daha seksi bir şey olmadığını, uzun bir elbise giymenin bu iş için gerekliliğini anlatmaya başlamıştım ki, daha önemli bir aktivitenin bizi beklediğini fark ettik. Akşam üstü yaklaşıyordu, evde yiyecek namına hiçbirşey yoktu ve ne yazık ki acıkmamanın formülünü bulamamıştık. Şimdi eldeki malzeme ile ne yapılır konusu derya deniz önümüzde duruyor. Balkabağı olduğu yerde asılı ama tırtıl yapraktan düştü, ağacın kökündeki çerçöpe karıştı. Gözümü dikeceğim nesneyi seçip, ne pişirmeli konulu, iki saat sürmesini dilediğim sohbete katılmam lazım. Akşam olsa da yatsak yarebbim.


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...