Tembellik zor
sanat Azizim. Zenaat demedim, dikkat buyurunuz. Bi kere çok uzaktaki bi noktaya
çok yakından bakabilme becerin olacak. Öyle yanına gidip bakmaktan bahsetmiyorum,
oturduğun yerden; hatta biraz yatmakla oturmak arası bi yerden zira tembellik
tam yatmakla oturmak arası bir şeydir, gözünü olabildiğince uzaktaki bi yaprağa, bi
böceğe, bi çatıdaki ne idüğü belirsiz demir çıkıntısına-artık paşa gözünüz neye
takılırsa-dikip, süre sınırlaması olmadan, akıl alemini de müsbet-menfi hiçbir başka
şeyle oyalamadan, bacağa konmuş sineği bile kovalamadan durmak az buz iş
değildir, kabul ediniz. Bu esnada sohbet adı verilen, bir insan evladıyla yapılacak
en güzel ikinci şeyi-birincisini sormayınız rica ederim-yapmamak makbuldür.
Çünkü sessizlik tembelliğin en muteber tamamlayıcılarından biridir. Yine de
boşa kürek sallar cinsinden, incir çekirdeğinin hacmine ulaşmayacak kabilinden
lafların bir zararı dokunmaz. Hatta kıvamı halihamur etmeye faidesi bile olur kimi zaman.
İşte böyle bir Ağustos zamanıydı az önce. Uyurgezer hatun balkona
konuşlandırılmış, sedir süsü verilmeye çalışılmış divanın bir ucunda, ben
sandalyeye yatılabilecek pozisyon her ne ise onu tutturmaya gönüllü, ayaklarım
balkon çıkıntısında öööyyllee duruyor idik. Birimizin gözü kural gereğince
uzakta asılı duran balkabağında, birimizinki şeftali yaprağındaki tırtılda idi.
Sessizliği oturduğum sandalyenin orantısız bacakları sebebiyle ağırlığımı
değiştirerek sallanabildiğim anlardaki tak tuk sesi bozuyordu arada bir. Böyle
orantısızlıklar iyidir. Sallanırsın ki; sallanmak tembelliğin gözle görülür
ifadelerinden biridir. İncir çekirdeği boş kalmasın diye tanıdık ahalinin
etrafında gezinen “o ne iş yapıyor, bu ne iş yapıyor” cinsi laflamaya başladık.
Ama çabuk bitti, etraf çok geniş değilmiş anlaşılan. Durup dururken “ne acaib
işler var” dedi birimiz. Hangimizin dediği bu yazının konusu değil olsaydı
yazardım. Sonra bi sessizlik oldu, sanırım ikimiz de acaib iş düşünmeye
başladık ki; tembellik dakikalarının sona ermesi an meselesiydi, Allahtan çabuk
toparlayıp o mayhoş tadı koruyabildik. Tembelliğin tadı mayhoştur bu arada.
Mayhoş demek de çok güzeldir, deneyin bir, dudaklar M harfi gereği önce
birleşir, O harfi gereği komikleşir, hele sondaki Ş..mükemmelliğin daniskası. Neyse..
Önce kağıt toplama sanatı ilgimizi çekti. O ne güzel işti birader. Balkabağı ve
tırtıl olmasa başımıza birer kasket, kalınca bir tahtaya tekerlekler, üstüne
koca bir çuval kondurup kağıt toplamaya çıkabilirdik. Bir de tahtaya kaç
tekerlek takmamız gerektiğinde karar verebilseydik. Uyurgezer iki, ben dörtte
ısrar ettik. O çekmeye ben itmeye gönüllü idim. Ordan işi büyüttük pet şişe
toplayıcılarının muhasebesini yapıyorduk ki, hurda işi aklımızı çeldi. Büyük
bir arazi alıp, etrafta ne kadar rögar kapağı, inşaat demiri, bahçe telli var
ise iç etmeye yeltendik. Üstelik bunlar hiç de acaib işler değildi, yolda
yürüyen on kişiden ikisi bu işi yapıyor, onu da daha önce duymuş olduğunu beyan
ediyordu. İş yengeç avcılığına geliyor iken vazgeçtik. Bunu daha önceki bir tembelliğimizde konuşmuş
idik, temcit pilavı pişirmek gereksizdi. Hızlı konu değişimi de tembelliğe ket
vuran belirtilerdendir, dikkat etmek gerekir. Mümkün olduğunca tek konu üstünde
durmalı mirim. Benim bu alandaki favorilerimden biri, Polatlı yakınlarındaki
köylerden birine ait, daha çok küçükbaş hayvanların ziyaret ettiği birbirine
tek bir kanalet ile bağlı üç yalak üstüne bir arkadaşımla bir saat kırkbeş
dakika yaptığım sohbettir ki tadı halâ dimağımdadır. Ama ok yaydan çıkmış konulardan
konu beğenir olmuştuk. Keman çalmanın çok seksi olduğunu söyleyen Uyurgezer’e
şiddetle karşı çıkıp çello çalmaktan daha seksi bir şey olmadığını, uzun bir
elbise giymenin bu iş için gerekliliğini anlatmaya başlamıştım ki, daha önemli
bir aktivitenin bizi beklediğini fark ettik. Akşam üstü yaklaşıyordu, evde yiyecek
namına hiçbirşey yoktu ve ne yazık ki acıkmamanın formülünü bulamamıştık. Şimdi
eldeki malzeme ile ne yapılır konusu derya deniz önümüzde duruyor. Balkabağı
olduğu yerde asılı ama tırtıl yapraktan düştü, ağacın kökündeki çerçöpe
karıştı. Gözümü dikeceğim nesneyi seçip, ne pişirmeli konulu, iki saat
sürmesini dilediğim sohbete katılmam lazım. Akşam olsa da yatsak yarebbim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder