Nisan 12, 2014

Meine Damen und Herren..Mesdames et Messieurs..Ladies and Gentlemen..

Yağmur yağıyor Abidin. Kasım'ın yağmuru tutmuş Nisan'da yağıyor. Öyle güzel. Ne?...Ha, evet..tabi..Nisan yağmuru da ayrı güzeldir. Aman be Abidin, öyle de güzel böyle de güzel. Orda da güzel burda da güzel. Rüzgarlı da güzel rüzgarsız da güzel. Sinirlenmicem. Yeterince sinirli, kuşkulu, güvensiz, mutsuz, umutsuz, iradesiz, zevksiz topluluklar halindeyiz zaten. Üstüne tuz biber ekmiyeceğim. Televizyonda MİT nedir, ne işe yarar, niye açığa çıkar, operasyon dışı mıdır, içi midir, sırlar, sağır odalar vs.. konuşuyorlar. Ama yağmur güzel yağıyor. Baştan alıyorum. 

Yağmur yağıyor Abidin. Nisan nisan yağıyor. (ama Kasım'ın yağmuru eminim) Balkona çıkıp sigara yaktım. Kendimi iyi hissedince de böyle yaparım bilirsin. Gerçi durum biraz karışık. İyiyim, değilim, iyiyim, değilim, iyiyim, değilim.. Bu şekil. Anla sen. Kendimden bahsetmeyecektim aslında, André Rieu'dan bahsedecektim. Aslında ondan bahsetmeyecektim. Öff.. Ay.. güzel bi şey anlatcam bak.  
André Rieu denen zat-ı muhterem bir Hollanda'lı. Uçmakla kaçmakla ilgisi var mı bilmem. Deli dolu, gönlü mutlu bir adam gibi göründü bana. Müzikle yatıp kalkan bir er kişi olduğu belli yalnız. Böyle hafiften Beethoven'i andırıyor valla. Neyse. Efendim bir gün bizim André'nin bir arkadaşı telefonla arıyor kendisini. Diyor ki, "sana bir besteciden ve bir bestesinden söz edeceğim, ağzın iki karış açık kalacak" - yani ben aralarındaki samimiyetten  bu minvalde bir şeyler söylediğinden emin gibiyim- André önce çok heyecanlanmıyor. Çünkü Allah'ın her günü birileri çıkıp "ay şunu besteledim, vay bunu dinle " cinsinden laflarla adamceğizin kafasını yeterince şişiriyor tabi. Telefondaki arkadaşı devam ediyor, "bu beste bir tango" diyor, "tam elli yıl önce yazıldı. çok güzel, çok romantik, çok fantastik bir tango. Notaları yollayayım bir bak. eminim hemen bir konser hazırlığına girişeceksin "
André, günümüzün en önemli müzisyenlerinden biri bittabi, adam beste yapıyor, keman çalıyor, orkestra yönetiyor, e kendini biliyor..içinden şöyle diyor belki: "la bu arkadaş iyi hoş da biraz abartıyor Mirim, neyse, he diyeyim de gitsin başımdan" Yani bence kesin öyle demiştir. 
Gel zaman git zaman-aslında konuşmanın hemen ardından- André'nin eline tangonun notaları ulaşıyor. Sonra... sonra şu konser veriliyor. Besteci de konsere davet ediliyor bittabii..

Şimdi Abidin. Yağmur yağıyor. 
Ve ben bazen..(şımarıklık işte be. ama n'apiim)
gülümseyebilen, 
hiç bir dertleri yokmuş gibi durabilen insanlar arasında olmayı istiyorum. 
başımı omzuna yaslayayım..
durup durup yanağından
burnunun ucundan
öpeyim..
ne bileyim..
Oraya da yağmur yağsın..ister kasım kasım yağsın ister nisan nisan.. 
ben bazen..
bir gölün kıyıcığında..
bazen..,
Edith Almera..
bazen..
çigan müziği..
bazen..
işte..

tango devam etsin istiyorum. 

U(YKSZ)






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...